Çocuklarda düşünce hızının konuşma hızını geçtiği bu yaşlarda henüz yetersiz konuşma ile düşünce ifade edilememekte bu nedenle konuşma bozukluğu ortaya çıkmaktadır. Buna fizyolojik (gelişimsel) kekemelik denir. Bu durum her çocukta görülmemekte; ancak konuşma
bozukluğuna yatkın olan çocuklarda rastlanmaktadır.
Kekemeliğin ruhsal durumlarla yakın ilgisi olduğu çeşitli gözlemlerlerle belirlenmiştir. Nitekim, kekemelikte gırtlak, ses telleri,ağız veya dil gibi konuşmayla ilgili organlarda hiç bir bozukluk saptanmazken, bozukluğun şiddeti, çocuğun içinde olduğu duruma göre değişir. Kekemelik stresin yoğun olduğu durumlarda artar. Konuşma çok yavaş veya çok hızlı olabilir. Genellikle, şarkı söylerken ve şiir okurken kekeleme olmaz. Ağır durumlarda elini, dizini masaya vurma gibi tekrarlayan vücut hareketleri konuşmaya eşlik eder.
Kekeleme, bir belirtidir. Kekemeliğin oluş nedenleri kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, psikolojik, bir hastalığa bağlı olarak ya da çevresel etkenlerle ortaya çıkabileceği bildirilmiştir. Kekemelik şu sebeplerle başlayabilir:
a). Çocuğun zekasının yeterli olmayışı ve daha zor ve yetersiz öğrenmesi,
b). Çocuğun başarılı olması için çevresinden ve özellikle ana-babasından gördüğü zorlanma,
buna karşı, çocukta sıkıntının geliştirilmesi,
c). Sol elini kullanan bir çocuğun ısrarla sağ elini kullanmaya zorlanması,
d). Ana-babanın aşırı mükemmeliyetçi bir karakterde olması, hoşgörü eksikliği, gereğinden
fazla disiplin uygulanması.
Kekeme çocukların ailelerinde, ana-babalarının aşırı titiz ve kuralcı olduğu gözlenmiştir. Bu anne ve babaların çocuklarının konuşmasına aşırı önem verdikleri gözlenmiştir. Ayrıca erkek çocuklarda kız çocuklara oranla kekemelik daha sık görülmektedir.
Kekemeliğin başlamasında korku en büyük rolü oynamaktadır.
Kekemeliğin tedavisinde
ilk önce çocukla görüşülerek onun psikolojik durumu hakkında bilgi edinilir. Kekemeliğin altında yatan psikolojik faktörler ortaya çıkarılarak buna yönelik tedaviler uygulanır. Çocuğun düzgün konuşması için sürekli zorlanmaması, konuşurken, sabırla dinlenilmesi, konuşmasının kesilmemesi; zaten kolaylıkla oluşan yetersizlik duygusunu pekiştirici tutumlardan (alay etme, utandırma, zorlama gibi) kaçınılması gerekir.
Tedavinin esas amacı, çocuğun kendine saygısını korumaya yönelik olmalıdır. Verilen önem azaldıkça kekemelik de giderek hafifler. Konuşma tedavisi 6-7 yaşından büyük çocuklarda en etkin tedavi yöntemidir, %60'ı kendiliğinden iyileşir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder