Çok önemli bir araştırma bence dikkate almalısınız Anne Babalar!
11
yaş çocuklarının 15 yıl önceki yaşıtlarına göre 2 yıl geride
olduklarının
tespit edildi
Gazi
Üniversitesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Nöropsikiyatri Merkezi'nden Prof. Dr.
Hayrunnisa Bolay, bilişsel testlere göre, 11 yaş çocuklarının 15 yıl önceki yaşıtlarına
göre 2 yıl geride olduklarının tespit edildiğini söyledi. ''Temel okumanın, yazmanın,
hesaplamanın eksikliği, ana problem olarak görünüyor'' dedi.
Giderek artan bilgi ve iletişim
çağında zihinlerin olumsuz yönde değişime uğradığını belirten Bolay, ''Daha
sabırsız, aceleci, hızla bir veriden diğerine atlayan, hızla tüketen bireyler
ortaya çıkıyor. Veri nedir, güvenilir bir veri midir gibi sorgulamalardan
yoksunlar'' diye konuştu.
-''Ekran
başında oturan çocuk daha zeki olmuyor''-
'Sürekli veri bombardımanı insanı daha zeki yapmaz. Verinin
içselleştirilip o bireyin zihin süzgeçlerinden geçip özgün bilgiye dönüşmesi
gerekir. Bilhassa çocuklar veri bombardımanına maruz kalıyor. Çocuk,
internetten sürekli oyun oynayarak, çizgi televizyondan film seyrederek ve
ekran başında kalarak daha akılı olmuyor, bilakis aptal oluyor.
Yapılandırılmış
oyunlar yerine serbest oyunlar oynamaları çok daha faydalıdır. Mesela ekranda
zaman geçireceğine komşunun çocuğunu çağırıp mutfak eşyalarıyla oynamaları bile
çok daha yaratıcı bir işlev kazandırır.''
Çocuklarına
televizyon, gazete ve internet gibi araçları yasakladığını ifade eden Bolay,
örneğin onlarla bisiklete bindiğini ve sanal uğraşlardan olabildiğince
çocuklarını alıkoyduğunu kaydetti.
Televizyon, cep
telefonu, tablet bilgisayar, internet gibi araçların aynı anda açık olmasının
ders çalışmayı imkansız hale getirdiğini vurgulayan Bolay, ''Sürekli bir işten
diğerine geçmek dikkati böler, yüksek beyin işlevlerine, özellikle de hafıza ve
öğrenmeyi olumsuz etkiler.
-Ekran ile
kitap arasındaki fark-
Ekrandan
bilgi edinme ile kitaptan bilgi edinmenin aynı olmadığına dikkati çeken Bolay,
ekrandan okuma sırasında yaklaşık 30 kişiden 6'sının düzenli bir sırayla okuma
yaptığını, geriye kalanların ise atlayarak okuduğunu, resim, renk, kalın harf
gibi yerlere bakarak gezindiğinin fark edildiğini söyledi.
Bolay
ekran ile kitap arasındaki farkları şöyle anlattı:
''Kitap
okurken bir aceleniz yok, görsellik sadece kelimelerde, sembolik, soyut
düşündürüyor ve ötesi sizin hayal dünyanıza kalmış, siz okuyup düşünüp,
bağlantı kuruyorsunuz, kendi yaşantınızla benzerlik kuruyorsunuz, analiz
ediyorsunuz, sık sık hayale dalarak düşünüyorsunuz, size görüntü verilmediği
için hayal gücü elinizde ve sadece sizin kafanızda olan bir senaryonuz var.
Cep
telefonu, arama motorları bunun tersini yapıyor. Ekrandan okuma hele de
internet bağlantısında ise bu hız ve acele nedeniyle geniş bir anlamadan yoksun
oluyor.''
Derin
düşünmenin önemini vurgulayan Bolay, insanlara ilham veren fikirlerin ve
yaratıcı düşüncelerin yalnızken ortaya çıktığını belirterek, dijital
teknolojinin ise insanı bu imkandan mahrum bıraktığını kaydetti.
Bolay,
üniversite eğitiminden yüksek beklentinin ancak haftada 40 sayfa okumak,
sömestr başına 20 sayfa yazı yazmak, haftada 12-15 saat yalnız çalışmakla ancak
oluşabileceğini söyledi.
kitap okuma gittikçe de geriye gidiyor
YanıtlaSil