Birden yanakları al al olan Su, gözlerini masadaki kahveye çevirir.Ağzından bir çırpıda çıkan soruyu sorar."Ne zaman taşınıyorsunuz?Buralar çok güzeldir ve sakindir "diyebilir.Kahvesini bitirip teşekkür ederek kalkmak ister.
Fakat Ateş'in gözlerine baktığında çok uzaklara bakarak daldığını fark eder. Kendi kalp atışlarının sesinin duyulmasından korktuğu için yüzüne bakmadığı bu adam nerden geliyordu? Kimdi ?...Çok merak etmesine rağmen, bunları sormadan müsaade isteyerek kalktı masadan sessizce. Arkasına dönüp baktığında Ateş 'in öylece boşluğa baktığını gördü ve eve doğru yoluna devam etti. Bugün için oldukça değişik davrandığını düşünerek kapıyı açtı eve girdi ve odasına geçerek yatağına uzandı.Ateş'le konuşmalarını hayal ederek merakını daha da fazlalaştırmıştı.Düşünceler içinde derin bir uykuya daldı. Ertesi gün kızıl saçlarını örerek, mavi gömleği ve mavi kot pantolonunu giyip üniversiteye giden Su, öğrenci işlerindeki işlerini bitirip kapıya çıkınca merdivenlerden inen Ateş'i görünce çok şaşırdı. Fakat Ateş onu görmemişti. Ateş oldukça yakışıklı ağır görünümlü, muhteşem kahverengi gözlere sahip olan bir adamdı. Ve Su ne zaman onu görse kalbi yerinden çıkıyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder